/  Yeşil Büyüme   /  Paylaşım Ekonomisi (Dayanışma Ekonomisi, İşbirlikçi Ekonomi)

Paylaşım Ekonomisi (Dayanışma Ekonomisi, İşbirlikçi Ekonomi)

Paylaşım ekonomisi, yeterince kullanılmayan varlıkların veya hizmetlerin çevrimiçi platformlar aracılığı ile bireyler arasında paylaşılmasına dayanan ekonomik faaliyetlerdir. “Mekândan, becerilere ve eşyalara değin az kullanılan varlıkların parasal veya parasal olmayan faydalar için paylaşılmasına dayanan ekonomik bir model” olarak tanımlanan paylaşım ekonomisi kavramı ilk olarak Botsman’ın ‘What is Mine is Yours/Benim Olan Senindir’ adlı çalışmasıyla gündeme gelmiştir (Botsman, 2013).

Paylaşım ekonomisi kaynakların verimli kullanılması yoluyla değer yaratılması fikrine dayanmaktadır. Kişilerin sahip oldukları ürünleri ihtiyaç duyan diğer kişilerin kullanımına sunması veya takas etmesi şeklinde olabildiği gibi; hizmet maliyetlerini paylaşma veya iş, beceri ve yetenek paylaşımı şeklinde de gerçekleşmektedir. Hizmet ve mal paylaşımı ücretli veya ücretsiz sağlanabilmekte, yaratılan değerin karşılığı da para, hizmet veya başka bir mal olabilmektedir. Paylaşım ekonomisini geleneksel piyasa modellerinden ayıran iki temel özelliği bulunmaktadır. Bunlardan ilki; bir ürünün satın alınarak mülkiyetinin alınması yerine o ürünün sınırlı bir süre kullanım hakkının elde edilmesine yani mülkiyetinin paylaşılmasına imkan tanımasıdır. Böylece kişilerin sahip oldukları ürünler üzerinden gelir elde etmeleri sağlanmaktadır. Diğer özelliği ise; bireyler arasında mal ve hizmetlerin değişimini, dağıtımını, kiralanmasını, paylaşılmasını veya bağışlanmasını içeren faaliyetlerin internet ortamında kurulan sosyal medya platformları ve ticari platformlar üzerinden gerçekleştirilmesidir. Bu platformlar paylaşım sırasında karşılıklı güvenin oluşturulmasında önemli rol oynamaktadırlar (Kurt, 2017; Kaygısız, 2016) .

Yeniden ve ortaklaşa kullanım ile yeterince kullanılmayan mal, hizmet, bilgi gibi her tür kaynağın daha verimli kullanılmasına ve israfın önlenmesine imkân tanıyan paylaşım ekonomisi döngüsel ekonomi için yenilikçi ve etkin bir araçtır. Bunun yanında atıl kaynaklar üzerinden ek gelir elde edilmesi yoluyla sosyal ve ekonomik adaletin sağlanmasını desteklemekte; insanlar arasında etkileşimin ve kişisel bağımsızlıkların artırılmasına da katkı sağlamaktadır.  

2009 yılında internet üzerinden konaklama yeri paylaşımı ile başlayan paylaşım ekonomisi günümüzde üyelik sisteminde işleyen alım-satımlardan, ortaklaşa sahiplik ya da kullanımın yapılabildiği sistemlere; ikinci el ürün satışı ve ürün kiralamadan bağış, ödünç, takas ve ikinci el alışverişlerin yapıldığı sistemlere kadar uzanan geniş bir yelpazede farklı iş modellerini kapsamaktadır (Kiracı & Kayabaşı, 2017). Bu kapsamda yürütülen faaliyetler dört kategori altında toplanmıştır:

  • Malların tekrar dolaşımı: Kullanılmış eşyaların internet üzerinden bir platform aracılığıyla başkalarına satılması, ortak kullanılması, takası ya da bağışlanması faaliyetleridir. Ebay, Letgo bu alanda en bilinen uygulamalardır.
  • Dayanıklı malların daha verimli kullanımı: Kişilerin sahip olduğu ev, araç, ofis, bisiklet vb. dayanıklı tüketim mallarının bir firma aracılığı ile mülkiyeti değiştirmeden kullanılması faaliyetleridir. Yaşam alanlarının paylaşıldığı Airbnb, araç paylaşımlarının gerçekleştirildiği Über bu kapsamda değerlendirilebilir.
  • Hizmetlerin takası: Hizmet sunan ile hizmete ihtiyacı olanları buluşturan uygulamalardır. En bilinen örnekleri kişilerin zamanlarını paylaştıkları zaman bankaları, kar amacı gütmeyen hizmet takası uygulamaları ve hizmet alışverişi yapılan Armut, Task Rabbit gibi platformlardır.
  • Üretken varlıkların paylaşımı: Üretime yönelik alanların, bilginin, yeteneklerin ve araçların ortak kullanımı ve kiralanmasına dayanan faaliyetlerdir. Kooperatifler, ortak ofis ve çalışma alanları, alet ve ekipman kütüphaneleri bu alandaki örneklerdir (Schor, 2016).

Paylaşım ekonomisinin gelişmesinde internet erişiminin ve mobil cihaz kullanımının artması, sosyal ağların ve paylaşım kültürünün yaygınlaşması önemli bir rol oynamaktadır. Aynı zamanda ekonomik krizler sonucunda alım gücünün düşmesiyle birlikte tüketicilerin daha makul maliyetlerle ihtiyaçlarını karşılamak istemeleri de bu yeni ekonomik modelin yükselişinde etkili olmuştur. Otelcilik hizmetleri, taşımacılık, yiyecek, finans ve eğitim paylaşım ekonomisinin en fazla geliştiği alanlardır. 2018 yılında yayınlanan “Paylaşım Ekonomisi 2017: Yeni İş Modeli” adlı rapora göre Türkiye paylaşım ekonomisinin en hızlı büyüdüğü ülkeler arasında yer almakta olup ülkemizde medya ve eğlence, perakende ve tüketim malları ile otomotiv ve taşımacılık sektörlerinde kullanımı yaygınlaşmaktadır (Kalaycı Oflaz, 2019).

Kaynakça:

  • Kalaycı Oflaz, N. (2019). “Paylaşım Ekonomisi ve Türkiye Üzerine Bir Değerlendirme”, International Social Sciences Studies Journal, 5(32): 1692-1705.
  • Kiracı, H. & Kayabaşı, A. (2017). “Yeni Nesil Bir Ekonomik Sistemin Ülkemizdeki Potansiyeli: Paylaşım Ekonomisindeki İş Modeli Örneklerinin İrdelenmesi”, Uluslararası Afro-Avrasya Araştırmaları Dergisi, 4, 75-90.
  • Kaygısız, E.G. (2016). “Paylaşım Ekonomisi: Dünya ve Türkiye Örneklerinin Karşılaştırılması”. Namık Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (ICOMEP Özel Sayı), 568–581.
  • Kurt, S. (2017). Paylaşım Ekonomisi Kapsamında Turizm Sisteminin Değerlendirilmesi / The Evaluation of Tourism System Within the Scope of the Sharing Economy. Gazi Üniversitesi Turizm Fakültesi Dergisi, 1, 1–21.
  • Botsman, R., & Rogers, R. (2010). What’s Mine is Yours: The Rise of Collaborative. New York: Harper Business.
  • SCHOR, J. (2016). “Debating The Sharing Economy”. Journal of Self-Governance and Management Economics, Volume: 4 (3), s. 7-22.

Emine Bilgen EYMİRLİ
Uzman
Yeşil Büyüme Politikaları Birimi
bilgen.eymirli@izka.org.tr