/  Yenilik ve Girişimcilik   /  Artırılmış Zeka (Augmented Intelligence)

Artırılmış Zeka (Augmented Intelligence)

Artırılmış zeka, en yalın haliyle, çalışma hayatında insan ve makine işbirliği olarak tanımlanabilecek olup, yapay zekanın rutin görevleri gerçekleştirme fonksiyonuyla insanın bilişsel performansını desteklediği bir ortak çalışma modelini ortaya koyar. Nihai olarak insan zekasının yerine yapay zekanın geçmesi değil, yapay zekanın iş süreçlerine sağlayacağı performans desteğiyle insanların yaratıcılığını, verimliliğini ve inovasyon yeteneğini artırması amaçlanmaktadır. Bu yeni model; yapay zeka ve sağduyunun yaratıcı bir karışımı olarak farklı sektör ve temalarda öne çıkmaktadır.

Türkçede “Artırılmış Zeka” olarak kabul gören “Augmented İntelligence” veya “Amplified İntelligence” kavramı, yapay zekanın negatif çağrışımlarına alternatif olarak ortaya çıkmıştır. Nitekim Stanford Üniversitesi’nin 2019’da kurulan İnsan Merkezli Yapay Zeka Enstitüsü de yapay zekanın kötüye kullanımlarına karşı “insan odaklı” yapay zeka araştırmaları vizyonunu benimsemiştir. Bu doğrultuda yapay zeka çalışmalarında öncü IBM, Microsoft, CognitiveScale gibi teknoloji şirketlerinin kendilerini artırılmış zeka alanında konumlandırmaya başladığı gözlenmektedir.

Artırılmış zeka kavramının temeli, bilgisayar bilimi ve bilgisayar tarihinin önde gelen isimlerinden Amerikalı psikolog ve bilgisayar bilimcisi J.C.R. Licklider’ın 1960’ta yayınladığı ve bilgisayarlarla iç içe geçmiş bir gelecek tasvir eden “İnsan-Bilgisayar Simbiyozu” başlıklı makalesine dayandırılabilir. Söz konusu makalede Licklider, insanların karar verme süreçlerini kolaylaştırmak üzere rutin görevleri bilgisayarların yerine getirmesini vurgulayarak artırılmış zeka kavramının öncüsü olmuştur.

Artırılmış zeka uygulamaları, insanları tekdüze görevlerinden kurtararak müşterilere daha inovatif ürün ve hizmetler sunma zamanı yaratmaktadır. Yapay zekanın analitik gücü ve hızı sayesinde veri işleme görevini devraldığı, insanların daha çevik ve akıllı kararlar almasına rehberlik ettiği bir çalışma ortamı hem işletmeler için verimlilik, karlılık ve rekabet avantajı, hem de çalışanlar için artan iş motivasyonu ve yaratıcı düşünebilme fırsatı sağlayabilir.

Artırılmış zeka uygulamalarının en yaygın kullanıldığı sektörlerden biri sağlıktır. Bu alanda artırılmış zeka uygulamaları hastalıkların teşhis ve tedavisinde yardımcı roldedir. Başka bir deyişle, doktorların yerini almayı değil teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerini daha verimli hale getirmeyi amaçlamaktadır. Halihazırda radyoloji alanında, kanser taramalarında klinik karar destek sistemleri kullanılmaktadır. Bu alanda en tanınmış örneklerden biri olan Watson, IBM tarafından geliştirilen bir yapay zeka programıdır. Birçok farklı sektörde çözümler sunan program, sağlık alanında Watson Health adıyla 2015 yılından beri hizmet vermektedir. Watson, tıp literatüründeki yirmi milyondan fazla makaleyi tarayabilmekte ve hastaların tıbbi kayıtlarına dayalı olarak gerçek zamanlı ve kişiye özel tedavi önerileri sunmaktadır. Burada altını çizmek gereken husus, Watson bir tavsiyede bulunsa da nihai kararı gene hekimlerin verdiğidir.

Sonuç olarak adına ne dersek diyelim, derin teknolojilerin insanın zekasına yardımcı olmak üzere kullanımı her geçen gün tüm sektörlere ve günlük yaşamlarımıza nüfuz etmektedir. Deloitte Yapay Zeka Enstitüsü Direktörü Beena Ammamath’ın ifade ettiği gibi teknoloji, insanı toptan diskalifiye edebilecek bir yetkinlikte değildir. Ancak insan içgüdüsünün makine algoritmalarıyla uyumlu çalışması, herkes için daha iyi bir gelecek hayali için umut vericidir.

Kaynakça

İpek KOCAOĞLU
Uzman
Yenilik ve Girişimcilik Politikaları Birimi

ipek.kocaoglu@izka.org.tr