/  Yeşil Büyüme   /  Yeşil Kimya

Yeşil Kimya

Yeşil kimya, tehlikeli maddelerin kullanımını ve üretimini azaltmak veya tamamen ortadan kaldırmak için kimyasal ürünlerin ve işlemlerin tasarlanması olarak tanımlanmaktadır [1, 2].

Yeşil kimya ile çevreye zarar vermeyen bileşiklerin tasarlanması ve kimyasal atık oluşumunun azaltılması amaçlanırken, üretimde toksik maddelerin kullanımından kaçınılır. Zararlı kimyasal ürünler yerine alternatif ürünlerin kullanılması veya toksik maddelerin kullanımının daha güvenli hale getirilmesi hedeflenmektedir [3].

1998 yılında, Paul Anastas ve John Warner tarafından yeşil kimyanın 12 ilkesi belirlenmiştir. Bu ilkeler, yeni kimyasal ürün ve süreçlerin tasarımı yapılırken, üretimde hammadde aşamasından başlayacak şekilde ürünün tüm yaşam döngüsüne uygulanabilecek bir kılavuz niteliğindedir [4]. Bunlar aşağıda sıralanmıştır:

  1. Atık oluşumunun önlenmesi: Atık oluşumu gerçekleştikten sonra atığın temizlenmesi yerine, atık oluşumu en baştan önlenmeye çalışılmalıdır.
  2. Atom ekonomisi: Kimyasal üretim yöntemi, başlangıç maddesinin çıkacak üründe en yüksek oranda olacağı şekilde tasarlanmalıdır. Atık atom oranı en aza indirilmelidir.
  3. Tehlikesiz kimyasalların tasarlanması: İnsan sağlığı ve çevre için tehlikeli olan malzemelerin kullanılmaması veya mümkün olduğu derecede az kullanılması prensibidir.
  4. Güvenli kimyasalların tasarlanması: Hem kimyasal ürünlerin kirliliği en az olacak şekilde tasarlanmalı hem de daha işlevsel ürünler çıkarılmalıdır.
  5. Güvenli çözücülerin ve yardımcı maddelerin kullanımı: Yardımcı maddelerin kullanımı en aza indirilmeli, atık oluşumu azaltılmalıdır.
  6. Enerji tasarrufu yapılması: Kimyasal üretimde enerji kullanımı en aza indirilmelidir. Uygun olan işlerde, sentetik yöntemler kullanılarak ortam sıcaklığı ayarlanabilir.
  7. Yenilenebilir madde kullanımı: Kullanılan hammaddelerin yenilebilir maddelerden seçilmesi atık oluşumunu azaltacaktır.
  8. Yan ürünlerin azaltılması: Yan ürün kullanımı mümkün olduğu kadar azaltılarak atık oluşması engellenmelidir.
  9. Katalizör kullanımı: Kimyasal üretimde tepkime hızının değiştirilmesi için katalizörlerin kullanılması, katalizörün tepkimeden bozulmadan çıkması ve tekrar tekrar kullanılabilmesi özelliği sebebiyle atık oluşumunu azaltacaktır.
  10. Bozunmanın tasarlanması: Üretimde kullanılan kimyasal ürünlerin, işlevini yitirdikten sonra çevreye zarar vermeyecek şekilde bozunmaları sağlanmalıdır.
  11. Kirliliğin takip edilerek engellenmesi ve çözümlenmesi: Süreç içi izleme ve kontrol mekanizmaları kurularak kirliliğin hangi aşamalarda ortaya çıktığı araştırılmalıdır.
  12. Kazaların önlenmesi için daha güvenli kimya: Kimyasal süreçlerde kullanılan maddeler, patlama ve yangın gibi kimyasal kazaların olasılığını en aza indirmek için dikkatle seçilmelidir [5].

Kaynakça

  • [1] Anasta, P.T., Warner, J.C., (1998). Green Chemistry: Theory and Practice. Oxford University Press, New York.
  • [2] Koldaş S., (2010). Terminal Alkinlerin Süper Ve Subkritik Su Ortamında Tepkimelerinin İncelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.
  • [3] Gülten Ş., (2018). Yeşil Kimya Ölçümleri: Katalizörlü ve Katalizörsüz Reaksiyon Şartlarında Sentezlenmiş Biginelli Bileşiklerinin Yeşil Kimya Ölçümlerinin Hesaplanması. Avrupa Bilim ve Teknoloji Dergisi Sayı 14, S.61-69.
  • [4] Söğüt Ö., Çelebi B., (2020). Daha Temiz Analizler: Yeşil Kimya, Düzce Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Dergisi, 8. Cilt 1. Sayı, 160-175.
  • [5] Chemlife

Özgen KÜÇÜKİL
Uzman
Yeşil Büyüme Politikaları Birimi

ozgen.kucukil@izka.org.tr