/  Yeşil Büyüme   /  Döngüsel Ekonomi

Döngüsel Ekonomi

(Dönüşümlü ekonomi, geri dönüşüm ekonomisi)

Döngüsel ekonomi, ürünlerin, malzemelerin ve kaynakların değerlerinin mümkün olduğunca korunduğu ve atık üretiminin minimize edildiği bir ekonomik yaklaşımdır (EC, 2019).

Genel olarak üretim, dağıtım ve tüketim süreçlerinde kaynakların olabildiği kadar uzun süre kullanılabildiği, kullanım sırasında azami değer elde edildiği, ürünlerin ve malzemelerin hizmet ömrü bitince iyileştirildiği, yeniden yapıldığı ve geri kazanıldığı, geleneksel ekonomiye (yap, kullan, at) alternatif bir ekonomik sistemi ifade etmektedir (UNIDO, 2020).

Döngüsel ekonomi sürdürülebilir kalkınmanın öncelikli eylem alanı olan üretim ve tüketim kalıplarının değiştirilmesine yönelik geliştirilen araçların temel çerçevesini oluşturmaktadır ve temel mantığı ‘3R’ reduce-reuse-recycle (azalt, tekrar kullan ve geri kazan) prensibine dayanmaktadır. İdeal bir döngüsel ekonomi sisteminde; üretim ve tüketim süreçlerinde asgari miktarda kaynak ve enerji kullanılması ve böylelikle atıkların daha oluşmadan önlenmesi amaçlanmaktadır. ‘Tekrar kullanma’ ve ‘geri kazanım’ prensipleriyle yan ürünler, kullanılmış ürünler ve geri kazanılan atıklar üretimde tekrar kullanılarak kaynak tüketimi ve atık üretimi asgari düzeye indirilmektedir (Başer, 2014).

Döngüsel ekonomi uygulamalarının temel adımları; (a) birincil kaynak kullanımının azaltılması (kaynakların etkin kullanımı, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı); (b) malzeme ve ürünlerden en yüksek faydayı elde etme (ürün ve ürün bileşenlerinin yeniden üretimi, yeniden kullanımı, ürün ömrü uzatma) ve (c) kullanım alışkanlıklarının değiştirilmesi (paylaşım modelleri, tüketim kalıplarında değişim) olarak özetlenebilir (Rizos, Tuokko & Behrens, 2017).

Doğal kaynakların sınırlı olduğunu dikkate almayan doğrusal ekonominin sürdürülemez olduğu ve mevcut üretim ve tüketim döngüsünde bir dönüşüm yapılması gerekliliği Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın 2011 yılında yayınladığı raporda ifade edilmektedir. Bu yapısal dönüşüm için geliştirilen araçlardan biri olarak karşımıza çıkan döngüsel ekonomi kavramı ilk olarak 1966 yılında Boulding tarafından ifade edilmiştir. 1990 yılında Pearce ve Turner, çevre ve ekonomik faaliyetler arasındaki ilişkileri tanımlamışlar ve “her şey bir başka şeyin girdisidir” ilkesiyle kapalı döngüsel yapı oluşturmaya çalışmışlardır.

Almanya’nın 1996 yılında Kapalı Materyal Döngüsü ve Atık Yönetimi Yasası’nı yürürlüğe koyması döngüsel ekonomiye geçişte önemli bir rol oynamaktadır. Ardından 2002 yılında Çin, hızlı sanayileşmenin getirdiği çevresel sorunların ve enerji/kaynak sıkıntısının giderilmesi amacıyla döngüsel ekonomiyi kalkınma stratejisi olarak kabul etmiştir. Son yıllarda ekonomi ve çevre politikalarının merkezine döngüsel ekonomi kavramını alan AB, Japonya, Güney Kore ve Çin gibi ülkelerde döngüsel ekonomiye geçiş için büyük çabalar sarf edilmektedir. AB Komisyonu, döngüsel ekonomiye geçişle birlikte Avrupa üretim sektöründe yıllık 600 milyar Avro büyüklüğünde bir ekonomik kazanım sağlanacağını öngörmektedir (Özsoy,  2018; Başer, 2014).

Kaynakça

  • Özsoy, T. (2018). “Döngüsel Ekonomi: Almanya’daki Durumun Bir Özeti”, Global Journal of Economics and Business Studies, 7(14), 129-143.
  • Rizos, V., Tuokko, K. & Behrens, A. (2017). “The Circular Economy A Review of Definitions, Processes and Impacts”, CEPS Research Report.
  • UNIDO (2017). “Circular Economy”, United Nations Industrial Development Organization, Vienna.
  • Başer, N. (2014). “Kalkınmada Sürdürülebilirliğe Yönelik Bir Araç Olarak Endüstriyel Simbiyoz Yaklaşımı”. Kalkınma Bakanlığı, Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürlüğü, Ankara.

Emine Bilgen EYMİRLİ
Uzman
Yeşil Büyüme Politikaları Birimi

bilgen.eymirli@izka.org.tr