Kentsel Bellek
“Bellek” kavramı, Türk Dil Kurumu’nda, “Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü, dağarcık, akıl, hafıza, zihin” olarak tanımlanmaktadır.
Kentler yaşayan organizmalardır. Aldo Rossi “Şehrin Mimarisi” kitabında kentlerin de zaman içerisinde büyüyerek, bir bilinç ve hafıza edindiğini aktarmaktadır (Rossi, 2006). Bu süreç içerisinde oluşan hafıza “kentsel bellek” olarak adlandırılmaktadır. Kentin belleği zaman ve mekan anlamında tarihsel süreçte yaşanan değişimlerin ve dönüşümlerin, kente dair algıların kent yaşayanları üzerinde bıraktığı izlerdir. Kentlerin yaşamında ve gelişmesinde bu izler kent gelişimini etkiler, kent de yaşayanlar üzerinde izler bırakarak kent belleğini oluşturur. Kentlerin belleği dinamiktir ve her gün yinelenir, tazelenir.
İnsanlık tarihinde kent belleği doğal olarak yerleşik kültüre geçince anlam bulmuştur. Kentte yaşayanlar kentteki yaşamdan da etkilenerek değerler oluştururlar. Bu değerlerin bir de mekânsal yanı vardır. Mekân kavramı kent belleğinin belirleyicisidir. Kent belleğini oluşturan ana mekânlar her bireyin diğeri ile eşitlendiği kamusal alan niteliğindeki sokaklar, parklar ve kent meydanlarıdır.
Kente dair her parça, kentin kendisini ve belleğini barındırmaktadır. Bu doğrultuda, kentin tanımlanmasında ve açıklanmasında yer alan her türlü parametre aynı zamanda kentsel belleği oluşturmaktadır. Kentsel bellek bir hafıza deposudur. Bu oluşumda; deneyim alanı olarak kentsel mekan, deneyimleyen olarak kent yaşayanları ve deneyim olarak da kentsel yaşam şeklinde üç temel etmen bulunmaktadır. Kentsel bellek bu etmenlerin birlikteliğidir ve her bir etmen bir diğeri ile sıkı ve çift yönlü bir etkileşim içindedir (Rossi, 2006).
Kentsel bellek kavramı kentin oluşumu ve sürdürülebilir olmasındaki rolü ile de önemlidir. Kent ve mimarlık ürünleri kent belleğinin oluşmasını sağlarken kent belleği de kenti ve mimarlık ürünlerini etkiler ki bu döngüsel bir üretimdir. Kentler bu nedenle bazen tek simge ile anılmaktalardır. Bu bazen bir yapı, bir etkinlik bazen de sanat eseri olabilir. Paris için Eyfel Kulesi; New York için Özgürlük Anıtı; Rio De Jenario için; Kurtarıcı İsa Heykeli gibi İzmir için de Konak Meydanı ve Saat Kulesi veya beş kapısı ve önündeki meydanlarıyla belleğimizde yer eden Kültürpark bu kapsamda değerlendirilebilir.
Kent yaşayanının toplumsal yaşamla kurduğu ilişki ile şekillenen kentsel mekan, kentlilerin belleğinde, fiziksel bir mekan olmanın ötesinde, yaşamın bir parçası olarak anlam taşımakta ve hatırlanmaktadır. Bu şekilde ortaya çıkan kentsel mekan ögeleri, yalnızca kentsel belleğin değil aynı zamanda kent kimliğinin de temel mekansal öğeleridir.
Kültürel çeşitliliğin buluşma yeri ve toplumsal yaşamın birincil mekanı olarak kentler, belleği oluşturan bütünün önemli bir parçasıdır. Kentsel bellek ile mekan arasındaki etkileşim, bireylerin kentsel mekanı algılama biçimleri ve farklılıklarıyla zenginleşmektedir. Burada kentsel belleği etkileyen unsurlar anılar, dil, geçmiş ve kültür olarak belirirken, kentsel mekan kendine özgü özellikleri ve yerelliği ile ortaya çıkmakta ve söz konusu ilişkiler ile sürekli kendini yenilemektedir. Bunun sonucunda ise kentsel bellek, mekandaki değişimlere koşut olarak sürekli değişebilmekte, buna bağlı olarak kentsel kimlikte dönemsel olarak önemli farklılıklar oluşabilmektedir.
Kaynakça
Tefek, Gülnar Tuğba (2019), “Kentsel Bellek Bileşenleri Üzerine Hermeneutik Okuma: Adana Atatürk Caddesi Örneği”, Yüksek Lisans Tezi.
Ünlü, Tülin Selvi (2017), “Kent Kimliğinin Oluşumunda Kentsel Bellek ve Kentsel Mekan İlişkisi: Mersin Örneği”, Planlama Dergisi 27. Sayfa: 75-93
Rossi, Aldo (2006), “Şehrin Mimarisi”, Kanat Kitap, İstanbul
Korhan MANGIR
Uzman
Proje Uygulama ve İzleme Birimi
korhan.mangir@izka.org.tr